Turana giden yol

Amperyalismin Anti Türk siyasetlerine karşi

Güney Azerbaycan Milli Demokratik Hareketi Yol Ayrımında

Reformcuların 1997’de iktidara gelmeleri hem ülke içinde, hem ülke dışında İran İslam Cumhuriyeti’nin güç kazanmasına neden oldu. Muhammed Hatemi ve Reformcu grup İran halklarının güvenini kazanmayı kısa sürede başarmıştı. Söz konusu durum İran İslam Cumhuriyeti’ne yeni bir güç ve enerji vermiştir. Reformcuların varlığı ve başarısı İran’daki muhalefeti de etkilemiş ve parçalanmasına neden olmuştu.1997’den önce İran’da devrim isteyen bir çok siyasî şahıs ve partiler, Hatemi ve Reformcuları desteklemeye başladılar. Reformcular İran genelinde çalışan grupların yanı sıra etnik kimlik esasında mücadele eden grupları da etkiledi. Hatemi merkez kaç eğilimine sahip olan kuvvetlerin önemli bir kısmını merkeze (Tahran ve İslam Cumhuriyeti) çekmeyi başarmıştı. Bütün bu gruplar Hatemi’nin reform ve demokrasi söylemi çerçevesinde kendi siyasî taleplerini bulduklarını düşünmüşlerdir. Başka bir ifade ile İran’da reform hareketi çelişkili ve çatışmalı siyasal, toplumsal ve kültürel taleplerin yanıt bulacağı bir siyasî platform olarak gözükmüştür. Hatemi ve Reformcuların 1997’den günümüze verdikleri sözleri yerine getirmemeleri ve başarısızlıkları onların merkeze doğru çekebildikleri siyasî kuvvetlerin kaderini etkileyecektir.

Bu çerçevede merkez kaç eğilimlerin en önemlilerinden biri olan Güney Azerbaycan (İran’daki Azerbaycan) Milli Hareketi bu açıdan incelenmeye çalışılacaktır. Yazıda Güney Azerbaycan Milli Hareketi’nin İran siyasî denklemindeki ağırlığı, Reformcuların bu hareket üzerindeki etkileri ve Reformcuların başarısızlığından sonra bu hareketin mahiyeti ve İran devleti ile olan ilişkisi incelenecektir.

 

Devrimden Günümüze

Güney Azerbaycan Milli

Hareketi'nin Gelişimi

1979 İran Devrimi’nden sonraki iki yıllık süre İran’daki Azerbaycanlıların milli taleplerinde önemli bir dönemdir.1 1979 İran İslam Devrimi zamanında Güney Azerbaycan’da milli hareket Halk Müslüman Partisi çerçevesinde şekillenmiştir. Halk Müslüman Partisi, ünlü bir din adamı olan Kazim Şerimedari merkezinde kurulan bir parti idi. Halk Müslüman Partisi liberal bir söyleme sahipti ve 1906 Meşrutiyet Devrimi döneminde kararlaştırılan Encumen-e İyaleti ve Velayeti Yasası'nın yürürlüğe girmesini istemekteydi. Halk Müslüman Partisi’nin liberal söylemi ve Şeriatmedari’nin ılımlı İslam anlayışı devrimin radikal söylem ve havasına tersti. Ayrıca İslam Devrimi’nin liderliğini üstlenen Humeyni ve taraftarları Şeriatmedari’nin İran ve Güney Azerbaycan’daki etkinliğini kırmak istemekteydiler. Bu nedenle Ayetullah Humeyni yandaşları günümüzde ‘devrim karşıtları’ olarak bilinen Halkın Mücahitleri, Halkın Fedaileri ve Tudeh Partisi gibi grupların işbirliği ile Halk Müslüman Partisi, Güney Azerbaycan‘da bastırıldı.2 Güney Azerbaycan’da Halk Müslüman Partisi’nin bastırılması yeni bir sayfanın açılmasına neden oldu. Humeyni ve taraftarları Güney Azerbaycan’da etkinliği tamamen ele geçirdiler. Bu sayede sadece Güney Azerbaycan’da değil tüm İran’da yeni bir sayfa açıldı. 1981’den başlayan dönem tümü ile Humeyni’nin etkisi altında idi. Devrim, savaş ve ‘dünyayı kurtarmak’ isteyen İslamî rejim toplumu sürekli dinsel öğeler ile seferberlik psikolojisinde tutuyordu. Devletin tüm enerjisi savaş doğrultusunda seferber ediliyor ve ‘iyi yarınlar’ umudu ile insanlar motive edilmeye çalışılıyordu. Bu dönemde, ‘devrim karşıtlığı’ suçlamasıyla bütün muhalif grupları bastırmak ve her türlü farklı düşünmeyi ‘emperyalizm ajanı’ olarak nitelendirmek temel özellikleri oluşturuyordu.

Bu dönemin genel özellikleri şu şekilde özetlenebilir:

1- Velayete Fakih konumuna aşırı inanç;

2- Devletin bütün davranışlarında ideolojik davranması;

3- İslam dininin mükemmel bir din olarak kabul görmesi, hayatın bütün alanında yürürlüğe sokulmasına çalışılması;

4- Halkı ‘şehadet’ , ‘özveri’ ve diğer şiddet içerikli yaşam biçimi çerçevesinde örgütlemek;

5- Batı ve Doğu ’dan uzak durmak ve dünya emperyalizminin yıkımına kadar mücadele etmek.3

Söz konusu durum Güney Azerbaycan Milli Hareketi’nin siyasal denklem içerisindeki ağırlığını neredeyse sıfırladı. Güney Azerbaycan’da hem devlete hem de muhalefete önemli bir etkinlik sağladı. Güney Azerbaycan’da milli söyleme sahip olmak devrimin ilk yıllarında kötü bir damga olan, ‘pan-Türkist’ ve ‘milliyetçi’ sözcükleri siyasal sistemden dışlandılar. Halk Müslüman Partisi’nin bastırılmasının ardından Güney Azerbaycan’da milli söyleme sahip olmak ‘Devrimci’ (Humeyni ve yandaşları) ve ‘Devrim Karşıtı’ (Halkın Mücahitleri, Fedailer, Tudeh vb.) gibi grupların çatışması gölgesinde silindi. Siyasî denklem içerisinde hiçbir ağırlığı olmayan siyasal bir hareket haline geldi. Söz konusu dönemde İran’da yaşayan Türklerin milli aktiviteleri edebiyat, dil ve tarih gibi kültürel çalışma düzeyine indi. 1981’den sonraki bu çalışmalar çok sınırlı bir çerçevede gerçekleşmekte idi. Bu dönemde Varlık Dergisi ve Furuğ-e Azadi gazetesi Güney Azerbaycanlıların kültürel çalışma merkezleri konumunda idiler. 1980’de İran-Irak Savaşı’nın başlaması İran milliyetçiliğini körükledi. İran-Irak Savaşı (1980-88) boyunca Azerbaycanlılar çok aktif şekilde savaşa katıldılar. Savaş döneminde İran Devleti, İranlılık ve İslam söylemi çerçevesinde Azerbaycanlıların enerjisini İranlılık doğrultusunda seferber etmeyi başarmıştı. Bu dönemde Güney Azerbaycan Milli Hareketi savaş, devlet ve ‘devrim karşıtı’ güçlerin çatışması gölgesinde kaybolmuştur.

İran-Irak Savaşı 1988’de bitti ve Humeyni 1989’da öldü. Ayrıca 1989’da Ayetullah Ali Hameney Dini Lider olarak seçildi ve Haşimi Rafsancani Cumhurbaşkanı seçildi. 1988’de İran-Irak Savaşı’nın bitmesi İran siyasal tarihinde yeni bir sayfanın açılmasına neden oldu. Savaş İran ekonomisinin çökmesine neden olmuştu. Üretimin azalması, hizmet ve ekonominin diğer sektörlerinde çöküş, insan gücünün kaybı, döviz gelirinde dar boğaz, nüfusun hızlı artışı, bütçe açığı, petroldeki dalgalı satış fiyatı ve 100 milyar Doların üzerinde olduğu tahmin edilen savaş zararları ülke ekonomisini çöküşün eşiğine getirmiştir. Ülke ekonomisinin iflası kitlesel yoksulluğa yol açmıştır.1980-88 döneminde savaş gölgesinde devlet muhalifleri bitirmeyi başarmıştır. Ayrıca aşırı şiddete dayalı totaliter bir sistem kurmuştur. Ancak halkın kitlesel yoksulluğu, devletin totaliter kimliği, şiddet ve baskı yöntemleri devleti meşruiyet krizine de sokmuştur. Devrimin istikrar dönemi olan ve Yeniden Yapılanma Dönemi olarak bilinen bu dönem İran genelinde yeni oluşumların ortaya çıkmasına neden olmuştur.

Devrimin temel ilkelerinin sorgulanması ve halkın dinsel yaşam biçiminden uzaklaşması bu dönemde bazı siyasal oluşumların ortaya çıkmasına neden olmuştu. Örneğin Ensarul Hizbullah bu doğrultuda ortaya çıkmıştır. Günümüzdeki Muhafazkâr blok bu dönemde iktidar alanını tümü ile ele geçirmiş ve yeni bir ideolojik yapılanma belirginleşmiştir.Bu dönemde yeni dini düşünceler de görülmüştür. ‘Aydın Dini Hareketi’ denilen akım bu dönemde Abdul Kerim Suruş’un yazıları ile belirginleşmiştir.

Güney Azerbaycan’da ise bu dönemde öz Azerbaycan - Türk kimliğine geri dönüş ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu durum kültürel alanda ciddi biçimde kendi göstermeye başladı. Bu süreç 1990’dan sonra siyasî bir zemine kaymaya başladı.4 Güney Azerbaycan Milli Hareketi’nin büyümesinde etkin olan diğer önemli bir faktör de SSCB’nin dağılmasıydı. Kuzey Azerbaycan’da 1988’den sonraki ‘Bütöv Azerbaycan’ (Birleşik Azerbaycan) söylemi Güney Azerbaycanlıları ciddi bir biçimde etkilemiştir.5 Güney Azerbaycan Milli Hareketi’ni etkileyen diğer önemli faktör Karabağ’da cereyan eden sıcak savaştır. Karabağ sorunu 1988’de ilk olarak Güney Azerbaycan edebiyatında ciddi bir biçimde yer almaya başladı. 1988’den önce milli sorunlara nispeten daha az hassasiyet gösteren edebi elitin Karabağ sorunu ortaya çıktıktan sonra milli sorunlara hassasiyeti ciddi bir biçimde artmıştır. Karabağ sorunu ‘vatan’, ‘Azerbaycan’ ve ‘Güzey Azerbaycan’ olgularını edebiyatın temel mefhumları haline getirdi. Karabağ sorunu Güney Azerbaycan’da siyasî konularla ilgilenen kişilerin sayısını artırdı. Karabağ sorunu, 1991‘de Sovyetlerin dağılması ve Güzey Azerbaycan‘da bağımsız devletin kurulması Güney Azerbaycan Milli Hareketinin yükselişini de etkilemiştir. Ancak bütün bu faktörler içerisinde Karabağ savaşının Güney Azerbaycan Milli Hareketi’ne olan etkisi kendine özgüdür. Çünkü Karabağ Savaşı ‘etnik bir savaştır'. Bu olgu Güney Azerbaycan Milli Hareketi’nin heyecan ve coşku kaynağı olmuştur. Karabağ sorunu Azerbaycan Milli Hareketi’ne duygusal bir boyut kazandırmıştır. Bu duygusal boyut hareketin yükselmesine yol açmıştır. Nitekim 1980’den sonra Güney Azerbaycan’da devlet aleyhinde ilk gösteriler Karabağ ile ilgili olarak gerçekleşmiştir. Karabağ savaşı sırasında, Kuzey Azerbaycan’a destek vermek için Güney Azerbaycan’ın, Tebriz, Tahran, Orumiye kentlerinde olduğu gibi diğer bir çok şehirlerinde gösteriler düzenlenmiştir. Karabağ savaşı Güney Azerbaycan’da toplumsal protestolara neden oldu. Güney Azerbaycan Milli Hareketi’ne çalışan teşkilatlar ya bu dönemde ortaya çıktılar veya bu dönemde son şekillerine ulaştılar.6

İran devleti, SSCB’nin çöküşü ile beraber güçlenen Güney Azerbaycan Milli Hareketi’ni devlet kontrolü altına almaya ve yönlendirmeye çalışmıştır. Bu doğrultuda devlete ait dergiler ve gazeteler yayınlanmaya başlamıştır. Devlet bu dergilerin çıkarılması yoluyla iki hedefe ulaşmaya çalışmıştır :

• Güney Azerbaycan’da yükselen milli hareketten korkmadığını göstermek istemiştir.

• Bu hareketi yönlendirebileceğini ve kullanabileceğini düşünmüştür. Çünkü İran devleti hem Güney Azerbaycan’da hem de Kuzey Azerbaycan’daki gelişmelerin İslam dini çerçevesinde olacağını düşünmekteydi.7

Ancak İran, zaman içinde gelişmelerin mahiyetinin Türkçü çizgide olduğunu anlamıştır.8 Diğer taraftan Karabağ’daki sıcak savaş ve İran’ın Ermenistan’a yardım etmesi Güney Azerbaycan’da tansiyonu yükseltmiştir. Söz konusu durum devleti daha farklı bir politikaya zorlamıştır. Rafsancani hükümeti bu gazeteleri, dergileri kapatmak zorunda kaldı. Devletin böylesine sert politikaları Güney Azerbaycan Milli Hareketi’ni daha radikal bir söyleme itti. Ancak o dönem Güney Azerbaycan Milli Hareketi, halk içine nüfuz etmeyi de yavaş yavaş başardı. Halk içerisine nüfuz etse de o dönemde Güney Azerbaycan Milli Hareketi asıl dinamiğini öğrenci hareketinden almaktaydı. Bütün protestolar, eylemler, mektup yazmalar ve karşı çıkmaların merkezinde öğrenciler durmaktaydı. Öğrencilerin dışında aydınlar,şairler ve yazarlar bu hareketin temel taşlarını oluşturmakta idiler. Daha önce de belirtildiği gibi bu dönemde hareket Güney Azerbaycan’da halk içine adım adım nüfuz etmeye başladı. SSCB’nin dağılması ile sol düşünceye sahip olan insanların bir çoğu komünizmin ideolojik iflasını düşünerek bu harekete katıldılar. Ayrıca, yine bu dönemde İslam Cumhuriyeti’ne mensup kişiler içinde de bu düşünce yerleşmeye başladı. Hekimi Pur, Çehregani ve Geribani. Bazı de devlete yakın şahıslarda bu dönemde harekete katıldılar.9 Güney Azerbaycan Milli Hareketi bu dönemde o kadar genişledi ki meclis seçimlerinde belirleyici olmaya başladı. Bunun en açık örneği 1995 Meclis seçimlerinde Tebriz‘de gerçekleşti. Tebriz seçimlerini milli sloganlar ile seçime katılan Mahmud Ali Çehregani kazanmasına rağmen meclise girmedi.10 Bu durum Güney Azerbaycan halkının devletten daha fazla uzaklaşmasına neden oldu. Merkez kaç eğilimler bağımsız Güney Azerbaycan veya Vahit Azerbaycan şeklinde kendini göstermeye başladı. Bu süreç 1997’de Hatemi’nin Cumhurbaşkanlığına seçilmesi ile çok farklı bir düzeye geldi. Hatemi’nin iktidara gelmesi ile İran’da Reformcu hareket başlamış oldu.

 

Reformcular ve Güney

Azerbaycan Sorunu

Reformcu hareket 23 Mayıs 1997 Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında açıkça ortaya çıkmıştır. Reformcu hareket siyasal gelişme söylemini siyasal tartışmaların merkezine oturtmuştur. Reformcu hareket kendi söylemlerini devrimin ilk söylemlerine yani özgürlük ve bağımsızlık sloganlarına geri dönüş olarak adlandırdı. Bu hareket, İslam Devrimi’nin yeniden yapılanmasını istemektedir. Reformcular bu doğrultuda sivil toplum, yasa, özgürlük, çoğulculuk kavramlarını İslamî bir çerçeve içerisinde yorumlamaya başlamışlardır.11

Güney Azerbaycan Milli Hareketi Reformculara karşı her zaman paradoksal bir davranış ve duygu içerisinde olmuştur. Çünkü Reformcuları bir taraftan Fars milliyetçisi ve onların temsilcisi olarak görmüş diğer taraftan ise onların başlattığı süreç içerisinde kendisini bulmuştur. Reformcular Fars milliyetçililiğinin üçüncü dalgasının temsilcisi idiler. Buna göre Fars milliyetçiliğin üçüncü dalgası İranlılık kimliği esasında inşa edilmektedir.12 Bu milliyetçi dalga diğer iki milliyetçi dalgadan farklı olarak İran’da etnik farklılıkları kabul etmekte ve bunun devlet tarafından kabul edilmesini istemektedir. Bu teoriye göre İran’da bir milli kimlik vardır bir de etnik kimlik. İran’ın milli kimliği Fars dili çerçevesinde şekillenmelidir.13 Reformculara göre etnik kimlik kültürel alanda kalmalı ve siyasal alana taşınmamalıdır. Reformcuların Fars merkezli bir İran anlayışları Güney Azerbaycan milli hareketini bir paradoksa sokmakta idi.

Güney Azerbaycanlılar Reformculara karşı çelişkili bir tutum içerisinde olsalar da onlardan ciddi bir biçimde etkilenmeye başladılar. Reformcular Güney Azerbaycan Milli Hareketi’ni etkileme ve onu yönlendirme gücüne sahip oldular. Bu durumun çeşitli nedenleri vardı. Hatemi ve Reformcuların siyasal gelişme söylemi İran siyasal kültüründe devrimsel nitelikte etkiler yaptı. Bu dalga demokrasi söylemini siyasî söylemin merkezi haline getirdi. Bu çerçevede demokrasi milli hakların elde edilmesi için önemli bir zemin olarak görüldü. Güney Azerbaycan Milli Hareketi’ne mensup gruplar siyasal gelişme projesi çerçevesinde milli haklarına ulaşacaklarını öne sürdüler. Demokrasinin başat söylem olarak ortaya çıkması milli söylemi ikinci plana itti. Milli söylem kendisini demokrasi söylemi çerçevesinde tanımlamaya başladı. İran’daki asıl sorunun demokrasinin olmaması olarak görülmesi Rafsancani döneminde güçlenen merkez kaç söylem ve eğilimleri merkeze doğru çekti. Hatemi ve Reformcuların diğer önemli etkileri her tür radikal söylem ve eğilimin kötü olarak gösterilmesi oldu. Devrimci söylem ve politikalar değerini kaybederek onun yerini reform hareketi çerçevesinde yer bulabilecek ılımlı söylem ve politikalar almaya başladı. Bu durum hem dindarlarda hem solcularda hem de milliyetçilerde (Fars-Türk) kendini gösterdi. Farklıkları barındırabilecek yeni siyasal akımlar ortaya çıktı. Söz konusu durum Güney Azerbaycan milliyetçilerinin de söylemlerini değiştirdi ve onları İran devletine yakınlaştırdı.

Güney Azerbaycan Milli Hareketi’nin 1997’den sonraki stratejisi ortaya çıkan siyasî durumdan faydalanmak ve büyümek isteği olmuştur. 1997’den sonraki dönemde Reformcuların demokrasi söylemi Güney Azerbaycan milli hareketine büyüme fırsatı sunuyordu. Aynı zamanda siyasal sistem içerisindeki Reformcuların ve Muhafazkârların çatışmalı ilişkisi önemli bir faktör olarak ortaya çıkmıştır.

1997’den sonra İran siyasal sisteminde ortaya çıkan ikili yönetim ve bunların çatışmalı ilişkisi bazı siyasal akımların büyümesine neden oldu. Reformcuların ve Muhafazkârların çatışmalı ilişkisi İran siyasal sistemi içerisinde bir boşluk yarattı. Bu boşluk sistemle problemleri olan gruplar tarafından dolmaya başladı. Reformcu-Muhafazkâr çatışmasının yarattığı boşluk Güney Azerbaycan Milli Hareketi’nin büyümesi ile sonuçlandı. Güney Azerbaycan sorunu adeta her bloğun rekabet alanı haline geldi. Her blok hareketi desteklemeye başladı. Yani bir taraftan Muhafazkâr blok milli hareketi destekledi, diğer taraftan Reformcular harekete destek vermeye başladı. Reformcuların iktidara gelmesi ve devletin tepesinde çatışmalı ilişki devleti tabandaki hareketlere daha ılımlı davranmaya zorladı. Söz konusu durum devlete mensup kişilerin bu harekete geniş bir şekilde yakınlaşmasını sağladı. Devletin güvenlik, askerî ve diğer kurumlarına da nüfuz etti.14 Söz konusu durum Güney Azerbaycan Milli Hareketi’ni hem söylem hem de pratik düzlemde etkiledi. Bu insanların harekete girmesi hareketin daha da merkeze doğru kaymasını sağladı. Güney Azerbaycan’da devam eden milli-medeni hareket İran siyasal sistemi içerisinde desteğe sahiptir. Rafsancani döneminden (1989-1997) başlayarak devlete mensup kişiler Güney Azerbaycan Milli Hareketi'ne kaymışlardır; 1997’den sonra bu durum ciddi bir biçimde genişledi. Çünkü Hatemi döneminde İslam Cumhuriyetinin tüm devrimci söylemleri çökmüştü. Devrimci ve radikal söylem yerini milli söylemlere bıraktı. 1997’den sonra tüm seçimlerde milli haklar belirleyici slogan haline geldi. Reformcuların ortaya çıkmasının Güney Azerbaycan Milli Hareketine etkisi Reformcu-Muhafazkâr çatışması oldu. 1997’den sonra İran siyasal sisteminde ortaya çıkan ikili yönetim ve bunların çatışmalı ilişkisi bazı siyasal akımların büyümesine neden oldu.

 

Güney Azerbaycan

Milli – Medeni Hareketi15

1997’den sonra Güney Azerbaycan Milli Hareketi İran’da genel siyasal dalganın etkisi altında kendini ‘milli-medeni hareket’ olarak tanımladı. Milli-Medeni hareket İran’da demokratik bir sistem içerisinde Güney Azerbaycan’ın milli haklarını elde etmek çerçevesinde şekillendi. Milli-Medeni hareket bir şemsiye rolü oynayarak tüm eğilimleri kendi içerisinde topladı. İran içerisinde bütün kuvvetler kendisini milli-medeni hareket çerçevesinde tanımladı.

Güney Azerbaycan milli-medeni hareketinin en önemli düşünsel özelliklerini ise şu şekilde özetleyebiliriz:

• Fars şovenizmine karşıdırlar ve Fars şovenizmini yabancı bir komplo gibi görürler. Bunlara göre Fars şovenizminin asimilasyon politikası İran’ı parçalanmaya götürecektir.

• Azerbaycan-Türk kimliğini korumayı amaçlamaktadır.

• İran’ı Türk yurdu olarak görmekte ve Türklerin İran tarihinde anahtar role sahip olduklarına inanmaktadırlar.

• Anayasa çerçevesinde hareket etmek istemektedirler ve yasadışı hareketlere tamamen karşıdırlar. Bu doğrultuda her tür şiddet ve yıkıcı davranışlara karşı durmakta ve onlardan kaçmaktadırlar.

• İran, İranlılarındır sloganına sahiplerdir.

• Ana dilinde (Türk dilinde) basın, radyo televizyon ve okullarının açılmasını istemektedirler.

• Ademi merkeziyetçi bir yönetim istiyorlar. Bölgedeki etnik gurupların iradesinin siyasal iktidarda temsil edilmesini savunmaktadırlar. İran’ı sadece Tahran’ın yönetmemesini bu yönetimde Tebriz’in de etkili olması gerektiğini vurgulamaktadırlar.

• Diğer önem verdikleri konu adalet unsurudur. Yani iktidar ve servetin eşit olarak bölgelere dağılmasıdır.

• Bir diğer önemli istekleri bölgesel yetkililerin gerek vali gerekse diğer yöneticiler olsun yerel insanlardan seçilmesidir.

• Bir başka istekleri etnik gurupların kendilerini toplumsal düzeyde savunma yeteneğine sahip olmalarıdır.

• Dış politikaya etnik gurupların kimliklerinin de yansıması, örneğin Tahran yönetiminin Ermenistan’la ilişkilerinde Güney Azerbaycanlıların görüşlerinin dikkate alınması.

İran içindeki Güney Azerbaycan mevzusunda çalışan tüm gruplar kendilerini Milli-Medeni çerçevesinde tanımlamakta idiler. Milli–Medeni hareket İran içindeki Güney Azerbaycan milli hareketinin liderliğini üstlendi. İran siyasal sisteminin mahiyeti nedeniyle Milli-Medeni hareket kendini temsil eden bir siyasî parti kuramadı. Milli-Medeni hareket kültürel çalışmalar yapan dernek ve cemiyetler yaratabildi. Milli-Medeni hareket siyasî parti şeklinde örgütlenemedi. Siyasî parti şeklinde örgütlenememesi onu devletin zararlarından korumayı başardı. Çünkü devlet etnik kimliğe dayalı bir partinin ortaya çıkmasına izin vermez. Bu hareketin siyasî parti şeklinde örgütlenmemesi onun çalışmalarının mahiyetini de etkiledi. Bu hareketi lidersiz yaptı. Güney Azerbaycan’da cereyan eden siyasî hareket onu yöneten parti ve kişiyi ortaya çıkaramadı. Milli-Medeni hareketin kendine özgü parti ve lider çıkaramaması onun siyasal enerjisinin Reformcu partilere dağılmasına neden oldu. Güney Azerbaycan hareketine mensup kişiler siyasî hareketini ülke genelinde çalışan siyasî partiler içerisinde devam ettirmek istediler. İran İslam Katılım Cephesi ( Cebhe-ye Moşareket-e İran-e İslami) bir çok Güney Azerbaycan milli hareketine mensup kişini kendi içinde barındırdı. Bu parti Reformcu hareketin en önemli partisi konumundadır.

Reform hareketi Güney Azerbaycan Milli Hareketini mahiyet ve taleplerinin İran merkezlik ve demokrasi öncelikli çerçeve içerisinde biçimlenmesini sağlasa da ancak bu hareketini Milli-Medeni taleplerine cevap vermekte başarısız kaldı. Reform hareketinin başarısızlığı ve Güney Azerbaycan Milli-Medeni taleplerinin yanıtsız kalması yeni dönemin başlıca belirleyici siyasî faktörüdür. Reform hareketi ile Güney Azerbaycan milli hareketinde güçlenen İranlılık olgusu Reform hareketinin başarısızlığı ile ciddi biçimde zayıflamıştır. İranlılık yerine ve onun dışlayan Azerbaycan-Türk veya Azerbaycanlılık kimliği ayrılıkçı bir siyasî kimlik olarak ortaya çıkmaya başlamıştır. Reform hareketinin başarısızlığı Güney Azerbaycan Milli Hareketi’ni İran kimliğini dışlayan Azerbaycan-Türk kimliği esasında şekillenmeye doğru itmektedir.

 

Güney Azerbaycan Milli

Hareketi Nereye Gidiyor?

Dünya, İran’da Reformcu –Muhafazkâr çatışmasının dışında başka hiçbir siyasî olgu ile ilgilenmese de İran tabanda ciddi değişim geçirmektedir. İran’da tüm İranlı kimliğini ayakta tutacak faktörler ciddi biçimde darbe almıştır. Söz konusu durum İranlılık kimliğinin sorgulanması ile sonuçlanmıştır. Bu durum İran’da ademi merkeziyetçi siyasî eğilimi başat ve belirleyici faktör olarak ortaya çıkarmıştır.

Güney Azerbaycan Milli Hareketinin büyümesi tam olarak bunun göstergesidir. Tabandaki siyasal sürecin dinamizmi ne Reformcu ne de Muhafazkâr çatışması olmaktan çıkmış çok farklı bir zemine kaymıştır. Nitekim bugün Güney Azerbaycan’da milli söylem temel söylem haline gelmiştir. Değişim taleplerinin de dinamizmi Güney Azerbaycan’dan gelen milli herektedir. Güney Azerbaycan milli hareketi potansiyel olarak Güney Azerbaycan’daki siyasî süreçlerin ana dinamizmini teşkil etmektedir. Güney Azerbaycan milli hareketine hiç bir alternatif yoktur.

Güney Azerbaycan Milli Hareketi’nin büyümesinin çeşitli nedenleri vardır:

• 1979’dan günümüze kadar totaliter sistemin belirleyici faktörü olarak gözüken ve İran toprak bütünlüğünün tutkalı olan Siyasal İslam’ın ( Şia) iflası,

• Devletin ekonomik başarısızlığı ve halkın kitlesel yoksullaşması,

• Devrimin etkisindeki toplumun siyasallaşması,

• İran genelinde seferberlik gücüne sahip olan ve toplumu merkeze bağlayan ideolojilerin çöküşü (komünizm, siyasal İslam),

• Uluslararası sitemde komünizmin çöküşü ve Orta Asya ve Kafkasya'da Türk cumhuriyetlerin kurulması ve bu bölgelerde 1988’den sonra artan Türkçülük hareketi,

• Kuzey Azerbaycan Cumhuriyeti’nin kurulması, Karabağ sorunu ve Ebulfez Elçibey faktörü,

• Komünizmin çöküşü ve neo-liberalizmin uluslararası sistemde güç kazanması,16

• Küreselleşme olgusu,

• Devletin totaliter yapısı nedeni ile ortaya çıkan siyasal tıkanıklık ve siyasal sistemin darlığı,

• Devletin muhalefeti bastırması ve onlara çalışma fırsatı vermemesi,

Yukarıdaki faktörler Güney Azerbaycan’ın siyasî önceliklerini değiştirmiştir. Milli kimlik arayışı birinci ve belirleyici siyasî öncelik haline gelmiştir. Güney Azerbaycan tarih boyu siyasî enerjisini ya sağa ya da sola vermiştir. Şimdi ise solcular ve sağcıların siyasî enerjisi Güney Azerbaycan meselesine doğru çekilmektedir. Diğer bir deyişle, Güney Azerbaycan Milli Hareketi çok farklı siyasal enerjilerin çekim merkezine çevrilmektedir.17 Bu durum Reformcuların başarısız gözükmeye başlamasından sonra açıkça gözükmeye başlamıştır. Güney Azerbaycan Milli Hareketi’nin bu durum İran devletini daha da sertleştirmiştir.18

 

Genel Değerlendirme ve Sonuç

İran siyasî sistemi çok hassas bir dönemece girmiştir. Bu hassas noktanın en önemli özelliği 1997’den beri İran’da devam eden Reformcu hareketin başarısız olduğunun açık şekilde gözükmeye başlamış olmasıdır. Reform hareketi 1997’de Hatemi’nin Cumhurbaşkanı olması ile başlamıştı. İran’da değişim isteyen grup ve güçlerin güvenini kazanmıştır. 1997’den günümüze kadar verdikleri sözlerin hiç birini tutamayan Reformcular sonunda başarısız olduklarını açıkça itiraf etmeye başlamışlardır.

Reformcuların başarısız olması ve onların halk içerisinde zaten azalmakta olan nüfuzlarının da kaybolması İran siyasî sistemini çok hassas bir noktaya getirmiştir. Reformcuların siyasî iflası ile İran’daki siyasî hareketlilik de İslam Cumhuriyeti’nin merkezi olma gücünü yitirmiştir. Bilindiği gibi, Reformcular hem ülke içinde hem ülke dışında muhalefeti parçalamış ve bir çok grubun himayesini kazanmıştır. Reformcuların bu başarısı devlete siyasî hareketlilik içerisinde bir merkeziyet pozisyonu vermiştir. Başka bir deyişle devletten (İslam Cumhuriyeti’nden) kaçan güçler devlet etrafında toplanmaya başlamışlardır. Reformcuların bu başarısı Güney Azerbaycan Milli Hareketi’ne de tesir etmiş ve bu gruptan bir çok kişi ve kesimin siyasî söyleminin değişmesine neden olmuştur. Hatemi’nin reform hareketi içerisinde Güney Azerbaycan Milli Hareketi’ni tanımlamaya çalışan bir çok grup ve oluşum ortaya çıkmıştır.

Hatemi ve Reformcuların başarısızlığı ile İran kimliği (İran merkezlilik) etrafında toplanan siyasî oluşumlar da dağılmaya başlamıştır. Devlet, Güney Azerbaycan Milli Hareketi’ni hem söylem hem de pratik düzeyde kendine bağlamak gücünü ciddi biçimde kaybetmiştir. İran’daki Azerbaycanlıların Reformculara duyduğu umutsuzluk kendisini 2001’de gerçekleşen Hatemi’nin İkinci Cumhurbaşkanlık seçimlerinde Güney Azerbaycan bölgesinin İran’da seçime katılımın en düşük olduğu bölge olmasıyla açıkça ortaya koymuştur. 2001’de Reformculardan, dolayısı ile İran devletinden kopma sürecine girilmiştir. Hatemi’nin ve Reformcuların ikinci dönemde başarısızlıklarının açıkça ortaya çıkması bu kopuş sürecini hızlandırmış ve derinleştirmiştir. Söz konusu durum Güney Azerbaycan Milli Hareketi’nde İran devleti açısında radikal ve tehlikeli olabilecek söylemleri etkin kılmıştır. Reformcuların başarısızlığı ile beraber Güney Azerbaycan’da güçlü olan İran merkezli Demokratik Hareket ve Fars merkezli Demokrasi Hareketleri başarısız olmuştur. Bu siyasî olguların yerini Azerbaycan-Türk merkezli hareketler almaya başlamıştır.

İran devletinin, Güney Azerbaycan Milli Hareketi üzerindeki etkinliğinin kaybolması devletin sertleşmesine ve bu harekete karşı baskı uygulamasına neden olmuştur. Devletin sertleşmesi sonucunda insanlar tutuklanmış ve Güney Azerbaycan’a mensup dernek ve dergileri kapatmaya başlamıştır. Söz konusu durum Güney Azerbaycan Milli Hareketi’ni pasif katılım düzeyinden aktif katılım düzeyine geçmeye zorlayabilir.

 

 

DİPNOTLAR

1 Ali Mürşüdzade, Roşenfekran-e Azeri ve Hoveyet-e Melli ve Govmi,Tahran, Merkez Yayınevi, 1380, s.138.

2 Bakınız: Maşallah Rezmi, Azerbaycan ve Terefdaran-e Şerietmedari, Ostokholm, 2000.

Emre Bayır, ‘Fars Milliyetçiliği ve Güney Azerbaycan Milli Direniş Harekatı’, Avrasya Dosyası, Cilt: 5, Sayı. 3, (Sonbahar 1999).

3 Emre Bayır, ‘Reformculara Rağmen Reforma Devam: Tahran’da İkinci Raunt’, Stratejik Analiz, Cilt 2, Sayı 15, (Temmuz 2001), s.6.

4 Brenda Shaffer, ‘İran’da Azerbaycanlı Ortak Kimliğinin Oluşumu’, Azerbaycan, Mayıs-Haziran 2001, s.28

5 1988’den sonra Kuzey Azerbaycan ‘da bağımsızlık harekatı hakkında bakınız: Nazım Cefersoy, ‘Bağımsızlığın Diğer Adı ElçiBey’, Stratejik Analiz, Cilt: 1, Sayı: 5, (Eylül 2000), s.5

6 Karabağ‘da sıcak savaş İran milli güvenliği tehdit eden bir olgudur.Bu konuda bkz. Emre Bayır, Araz Aslanlı, ‘Tehdit Merkezli Dış Politika: İran’ın Azerbaycan Politikası’,  Stratejik Analiz, Cilt: 2, Sayı: 18, (Ekim 2001), ss. 51-53; Seyid Eta Tegivi Esl, Jeopolitik Cedid-e İran: Ez Gezagestan Ta Gorcestan, Tahran ,1379, s.165

7 Kave Beyat, ‘Cumhuri-e İslami Ve Mesele-ye Azerbaycan’, Goftegu,  No. 33 s. 88.

8 Beyat, a,g.m. s. 88.

9 Zade,a.g.e. ss. 274-275.

10 Bu konuda bkz, , Emre Bayır, ‘Fars Milliyetçiliği ve Güney Azerbaycan Milli Direniş Harekatı’, Avrasya Dosyası, Cilt. 5, Sayı. 3 , (Son Bahar 1999).

11 Emre Bayır, ‘Reform Yapamayan Reformcuların Anatomisi’, Stratejik Analiz, Cilt. 3, Sayı. 33, (Ocak 2003), s. 32.

12 Fars Milliyetçiliği tarihsel gelişimi hakkında bkz: Emre Bayır, ‘İran’da Fars Milliyetçiliğinin Üç Dalgası: ‘İranlılık’ Düşüncesine Giden Yol’, Stratejik Analiz, Cilt. 1, Sayı. 9, (Ocak 2001).

13 Behmen Kazimi, ‘Hembestegi ve Hoveyet-e Melli Der Teranehayi Govmi’, Mutalaat-e Melli, 1379, s. 113-114.

14 Mehmut Nozhetpur, ‘Conbeş-e Azerbaycan, Rah Hell-e Demokratik Ya Rah-e Hell-e Govmi ve Erzi’, http://nems.gooya.com/2002/11/29/

15 Güney Azerbaycan Milli Hareketi İran içinde kendini Milli-Medeni çerçevesinde ortaya koyarken ülke dışında bağımsızlık ve Vahit Azerbaycan ideali çerçevesinde ortaya çıkmıştır. 1997’de Kuzey Azerbaycan’da Ebülfez Elçibey tarafından Bütöv Azerbaycan Birliği (BAB) kurulmuştur. BAB’ın kurulmasında Güney Azerbaycanlılar  aktif rol almışlardır. BAB teşkilatı Vahit Azerbaycan ideali çerçevesinde siyasi çalışmalar yapmaktadır. BAB teşkilatı aslen Güney Azerbaycanlı olan Çingiz Göytürk’ün (BAB’ın Birinci Yardımcısı) tarafından idare edilmektedir. 

1997’de Dünya Azerbaycanlılar Kongresi (DAK) kurulmuştur. DAK yurt dışında yaşayan Azerbaycanlıları bir araya toplamak amacı ile kurulmuştur. 1997’den günümüze kadar aktif siyasal çalışmalarda bulunan DAK’ın kurulmasında ve aktifliğinde Güney Azerbaycanlılar  önemli rol oynamışlardır. Cevad Derehti, Ahmet Obalı, Rahim Şehbazi, Abdullah Emir Haşemi (Cevanşir) ve Mehmet Muştak  DAK  teşkilatının doğuşunda ve sürekliliğinde etkili olan Güney Azerbaycanlıladandırlar. DAK hakkında bilgi için bkz: http://www.azerbaijanis-congress.com/

Yurtdışında kurulan ve hâlâ aktif olan diğer önemli kuruluş Dünya Azerbaycanlıların Haklarını Müdafiye Komitesi’dir. Bu teşkilat Güney Azerbaycanlı olan Boyuk  Resuloğlu tarafından kurulmuştur.

16 Muhammed Rıza Şalguni, ‘Millet-e İran? Ari , Emma Be Çe Mena’ Rah-e Garger, 1381, No.170, s. 39.

17 İran’daki Azerbaycan Türklerin kimlik arayışlarının en önemli göstergesi Babek Kalesi'nde toplanmalarıdır. Babek Kalesi'nde Güney Azerbaycanlılar her yıl Temmuz ayının 4. ve 5. günü  yüz binlerce insan oraya toplanmaktadır. Babek Kalesi'ndeki törenler bir halkın öz dönüş töreni mahiyeti taşımaktadır. Kalede Azerbaycan musikisi ve şiiri okunur ve siyasi içerikli sloganlar atılır. 2000’den Babek Kalesi Temmuz ayında yapılmaktadır.Bu konuda bkz: http://www.tribun.com/Aktuel/Akt104.htm

18 İran Devleti Güney Azerbaycan’da tutuklamalar başlamıştır. Bu doğrultuda  12 Aralık 2002’te 150 kişi tutuklanmış ve bu kişilerden bir çoğu hâlâ hapishanelerde tutuklu bulunmaktadırlar.Tutuklananlardan  Şehram Yüzbaşı, Mahmud Fezli ,Erkin Musevi ve Yürüş Mehrelibegli ve Aziz Purveli gibi kişilerin isimleri İnternet sayfalarında da verilmiştir. Bu konuda bkz: http://news.gooya.com/2003/01/08/0801-h-03.php